23 Eylül 2012 Pazar

Eğitimli Escort Kız

Bu sabah hürriyet pazar gazetesinde okuduğum bi röportajı aktarmak istedim.
Gazetenin ilk sayfasında dijikız diye bi manşet vardı ve bende merak ettim sayfayı açıp okumaya başladım.
Okudukça rahatsızlık duydum ama okumaya devam ettim ilgimi çekti çünkü 25 yaşında çok genç bi bayan,üniversite okuyor,Boris Vian,Bukowsk
i gibi isimleri okuyor,kültürlü bi kişilik,varlıklı bi ailenin kızı,ingilizcesi çok iyi ve aynı zamanda ekşisözlük yazarı.İşin tuhafı bu kız sigara,alkol,uyuşturucu falanda almıyor.Ha nasıl bu kadar düzgün,eğitimli görünen bi kız fahişeliği seçiyor sözüm ona moderncesiyle escortluğu yani? Bu yüzdendir merakım bu yüzdendir röportajı okumaya devam edişim..


Şimdi biraz Erdal KAPLANSEREN'in yaptığı röportajdan bölümler aktaralım:

- Yaptığınız işi nasıl tarif edersiniz?- İşim tam anlamıyla eskortluk. Fakat bu iş sadece seksle ilgili değil. İnsanlara görmek istedikleri şeyi gösteriyorum.
- Nasıl başladı bu hikâye?- Aslında tesadüfle mecburiyet arası bir sebepten... 2009 başında, üniversite için İzmir’den İstanbul’a gelmiştim. Sınıf arkadaşlarımdan biri kredi kartımla benden habersiz yüksek miktarda harcama yaptı. Kart annemindi. Ne yapıp edip o borcu kapatmalıydım. Meşhur ilan sitelerinden birine kendi bilgilerimle bir ilan verdim. İsim olarak da Gözde’yi seçtim. Gelen çok sayıda mesajdan birine güvendim. Tanınmış bir ajansta çalışan bir reklamcı olduğunu yazmıştı.
- İlk buluşmada neler hissettiniz?- Deli gibi korktum! Düşünsenize karşına hiç tanımadığın biri çıkacak. Buluşunca büyük bir otele gittik. Ellerim titriyordu heyecan ve korkudan. Hiçbir sorun çıkmadı, hatta adam anlaştığımızdan fazla para verdi. Kart borcu için gerekli parayı bir haftada çıkardım. Ama o dönem çok depresif geçti. Başıma kesin bir şey gelecek diye korkuyordum. Fakat bir süre sonra bu yakalanma korkusundan tamamen sıyrıldım.
BENİMLE GÖRÜŞTÜĞÜ BİLİNSE HABER OLACAK MÜŞTERİLER VAR
- Bu işten kimseye bahsettiniz mi?- Hayır, kimseye anlatmadım. Üç yıllık bir sevgilim vardı. İzmir’in önde gelen ailelerinden birinin oğluydu. Evlenmek istiyordu ve ondan ayrılmama hiç anlam veremedi.
- Mecburiyetten başladınız ama sonra da devam ettiniz...- Çünkü kendime en fazla zaman ayıracağım iş bu. Mesela bu yaz iki buçuk ay tatil yaptım. Buna benzer bir iş söyler misin? Bu sayede başladığım kitabı bitirebiliyorum, sevdiğim şeylere dilediğim kadar vakit ayırabiliyorum.
- Sadece internetten iletişim kurduğunuz kişilere nasıl güvenebiliyorsunuz?- Çok seçiciyim: Günde birden fazla görüşme yapmıyorum. Başka şehirlere hatta yurtdışına da gidiyorum. Aslında o ilk karşılaşma büyük bir heyecan. Bu yüzden öncesinde asla fotoğraf istemiyorum. İlk görüşmede zevk almadıysam asla bir daha o kişiyle görüşmüyorum. Bence seks çok eğlenceli. Ama zevk almadıktan sonra yapmak bir işkence.
- 28 yaş sınırınız var bir de...- İşim gereği, onla samimi olmasam dahi yakın davranıp iyi hissetmesini sağlıyorum. Fakat bunu yanlış anlayıp yarattığım o karaktere âşık olanlar, beni rahatsız edenler çıktı. Bu yüzden belli bir olgunluktaki erkeklerle görüşüyorum.
- Tanınmış müşterileriniz var mı?- Benimle görüştüğü bilinse gazetelere boy boy haber olacak insanlar var. Siyasiler, işadamları, sporcular... Mesela 70 yaşından büyük işadamı bir müşterim var. En son Avrupa’ya tatile gittik ve 10 gün kaldık. Akşam 22.00’de uyuyoruz. Aramızda hiçbir şey geçmiyor ama hep birlikteyiz.
- Bu işi bırakmak için bir süreniz var mı?- Dört yıl daha… Bir ev aldım ve kredi borcunu ödüyorum. İleride bir kafe açıp kahve ve kurabiye satmak istiyorum.
- Gelecekte normal bir hayat kurmak zor olmayacak mı?- Düzenli bir ilişki istemiyorum ki! İnsanlardan istediklerimi alıyorum zaten. Onların dertlerini, kahırlarını çekmek çok yorucu ve bunun için sürekli mücadele etmek istemiyorum.
VİCDAN AZABINDAN AĞLADI, 5 DAKİKA SONRA GRUP İSTEDİ
Bir müşteriyle beş yıldızlı bir otelde randevulaştık. Verdiği odaya gittim. Kapıyı karnına kadar sakallı, şeyh görünümlü bir adam açtı. Yaşadığım şoku görünce “Bir sorun mu var?” diye sordu. O ilk şoktan sonra  adamı tanımaya karar verdim. Daha önce başka eskort kızlarla da görüşmüş. Hatta bir kere iki kızla aynı anda birlikte olmuş. Vicdan azabından ağladı ama beş dakika sonra “Kız arkadaşın var mı, grup yapalım?” diye sordu.
BLOG’UMA GÜNDE 1500 ZİYARETÇİ GELİYOR
- İnterneti ve sosyal medyayı neden bu denli yoğun kullanıyorsunuz?
- Blog’umda ve sosyal medyada kendimi ifade ederek çok sayıda kişiye ulaşma imkânı bulabiliyorum. Blog’umun günde 1500’den fazla ziyaretçisi var. Orada sadece yazılarım var. Ama iş amaçlı kullanmıyorum sosyal medyayı.
EŞİ İÇİN TIRAŞ OLMAYAN ERKEKLER BENİM İÇİN SÜSLENİYOR
Sanılanın aksine, tanıdığım erkeklerin çoğu günlük hayatta ilişki kurma, örneğin bir bara gidip orada bir kadınla tanışarak birlikte olma konusunda gayet rahat. Önemli bir kısmı ya evli ya da sevgili sahibi. Sanırım bundan farklı bir heyecan duyuyorlar. Hatta sevgilisi için tıraş olmayan, hazırlanmayan erkekler bana gelirken tıraş oluyor, parfüm sürüyor, özenle giyiniyor.

Okuduğunuz üzere kız zorunluluktan bu işe başlamış ama şuan kaygısız sürdürüyor.Ve olayın sadece seksten ibaret olmadığını, paylaşılabilir şeylerin olabileceğini vurgulamış.Ve sırf bu yüzden müşterilerini titizlikle seçip randevuyu e-posta yoluyla bildirmiş.Bu yüzden dijikız diye geçiyor manşette.Kızın birde bloğu varmış girip bakmadım.Kendini iyi ifade ediyormuş sosyal medyayı kullanarak, daha doğrusu iyi pazarlıyormuş mu demeliydim!Neyse yani sonuç olarak bu entel görünen üniversiteli escort şahıs bunun bilincinde.E hal böle olunca tartışacak bişe kalmıo alan memnun satan memnun hesabı.Tabikide yargılamak bana düşmez,kızın kendi içinde neler yaşadığını,ne gibi sorunlarla boğuştuğunu neden böle bi yola sürüklendiği tam olarak bilemem ama ne yalan sölim:üzüldüm..

Şölede bi gerçek var hadi bunu kabul edelim artık.Bişeyleri saygı duydurtmaya çalışıyoruz bütün bu modernleşme çabaları falan ayarı tutturamıyo bazı insanlar.Ne yapacağını şaşırdı sözü vardır ya hah tamda bu.Yada sudan çıkmış balıklar psikolojisi.Yahu bi durun ne yaptığınızın farkına varın ha diosunuz yukardaki örnekteki gibi ben bunu isteyerek yapıyorum falan kimse karışamaz bana.Geçin bu farklı olma çabalarını, özgür kız edalarını.Peki kendine olan saygın?Bunu gece yastığa başını koyduğunda düşünüyo musun?Size bişe diyim mi özgürlük dediğiniz buysa şayet sıçim özgürlüğünüzee..!

selly

18 Eylül 2012 Salı

özetle biz..

Şöyle kaba taslak baktımda bloğa evet gerçekten çok karışık.Bundan rahatsızlık duydum mu ? > Hayır ! belki siz okurken duyuyorsunuzdur çünkü her telden çalıyoruz.Ama sonuç olarak biz buyuz böyleyiz bloğu kurarkende zaten temel amaç zevklerimizden,düşüncelerimizden kısacası bizden birşeyler aktarmaktı.Bunu belli bir düzene sokma gereği duymadık olduğu gibi aktardık.Yinede içerik olarak daha iyi bi hal alacağımızı söylemek istiyorum.Olabildiğince özgün olmaya ve bu yönde ilerlemeye çalışıyoruz..Pek bi okur sayımızın olmadığını biliyorum,bu bizden bişey eksiltmez tabiki ama okuyucu arttıkça tabiki gururlandırır.Takipçi arkadaşlara teşekkürlerimizi borç biliriz > sevgiyle kalın bizle kalın :)

selly & irolin

16 Eylül 2012 Pazar

pulp fiction'dan bi bölüm

Sıkı bir Quentin Tarantino hayranı olarak yine sevdiğim filmlerinden Pulp Fiction'da hoşuma giden bi repliği paylaşim dedim ;


-Domuz pastırması ister misin?
-Hayır, adamım, domuz yemiyorum.
-Yahudi misin?
-Yahudi değiLim; sadece domuza atLamıyorum.
-Neden olmasın?
-Domuzlar pis hayvanLar.Pis hayvanLarı yemem.
-Evet, ama pastırması çok güzeL.Jambonu damağa hitabeder.
-Lağım faresinin tadı da kabak tatLısı gibi olabilir ama hiç biLmeyeceğim çünkü o pis o... çocuğunu yemem.
-DomuzLar bokun içinde yatar, çiftLeşir.Mundar bir hayvan.
-Kendi dışkısını yiyen hiçbir hayvanı yemem.
-Ya köpekLer? KöpekLer de kendi dışkısını yer.
-KöpekLeri de yemem.
-Evet, ama köpekLeri de pis bir hayvan oLarak mı sayarsın?
-Köpeğe pis diyecek kadar iLeri gidemem.
-Ama onLar da kesinLikLe pis.
-Ama köpekLerin kişiLikLeri vardır.KişiLikLeri onLarı farkLı yapar.
-O zaman, bu mantıkLa kişiLikLi bir domuzda pis oLmaktan çıkardı. -Doğru mu?
-Burda çok etkiLeyici bi domuzdan bahsediyor oLmaLıyız.
-Demek istediğim, miss pigyden on kat daha etkiLeyici bir domuz oLmaLı
  :D  


selly



3 Eylül 2012 Pazartesi

zifiri

karanlıkların içinde aydınlık var mıdır her zaman??,gecedeki en karanlık zaman tanyeri ağarmadan önceki karanlıktır,bu söz doğru mudur,benim kendimi karanlıkta hissettiğim zamanların fazlalığını düşünürsem,aydınlık ne zaman olacak??
Kendi kendini karanlığa sürükleyen insan mıdır,secret kitabının temelini oluşturan düşünce gerçek midir? eger gerçek ise  benim evrene yolladığım enerjiler nereye gidiyor?temelde bir hata var ama nerede ben anlayamadım,belki de hayatı başkalarının gözünden anlamaya çalıştığım içindir,okuduğum kitaplarda yazılanlar gibi değil hayat ya da benim olmasını hayal ettiğim gibi.
Bir sürü dileğim vardı;bazıları gerçek oldu,bazıları olmadı.Gerçek olmayan dileklerime üzülüp,gerçek olanların mutluluğunu yaşayamamam benim kendi aptallığım belki de.Tüm dileklerime sahip olmak istemem beni açgözlü ya da doyumsuz mu yapar?
Peki arkadaşlar:onlardan ne haber,varlığı beni çok mutlu edenler var,peki onlar da mutlular mı benimle birlikteyken.Hayatımdan çıkartmak istediğim insanlardan neden kurtulamıyorum,belki de herşeyi bırakmalıyım,düşünmeyi de..

Hayat benim için şu an bu fotoğraf gibi karanlığın içinde durduğum bir yer var ve oradan aydınlığa bakıyorum yanımda selly var tabiki=)Aydınlık beni istediğim kadar mutlu edecek mi peki?benim gibi düşünen insan sayısı  ne kadardır acaba? ancak en önemli sorum şu;bu yazıyı kaç kişi okuyup da nasıl bir durumda olduğum hakkında bir çıkarımda bulunmak özenini gösterir??

irolin