24 Haziran 2012 Pazar

hammurabi ye selam olsun

Babil kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştı. Hammurabi, kendisine bu kanunları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla kanunlar da tanrı sözü sayılıyordu.
Arkeolog Jean Vincent Scheil'in 1901'de SusaElam'da bulduğu (bugünkü Huzistanİran) ve Fransa'ya taşıdığı Hammurabi Kanunları'nın yazılı olduğu stel, Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan kanunlar tam 282 maddedir, ancak bu maddelerin 33'ü (madde 66-99) şu anda okunamayacak durumdadır. 13 sayısı uğursuz sayıldığı için 13. madde yazılmamıştır.














Bir kimse bir eve girecek delik açarsa, o deliğin önünde ölümle cezalandırılır ve gömülür.


Bir evde yangın çıkar ve oraya yangını söndürmeye gelen bir kimse evin sahibinin malında göz gezdirip evin sahibinin malını alırsa, kendisi de aynı ateşe atılır.


Adam kendisine bir çocuk veren karısından ya da kendisine bir çocuk veren kadından ayrılmak isterse, o zaman karısına çeyizini geri verir ve çocuklarına baksın diye tarlanın, bahçenin ve malların bir kısmının kullanım hakkını verir. Çocuklarını büyüttüğü zaman çocuklara verilenlerden bir parça, oğlanınkine eşit olan bir parça da ona verilir. Ondan sonra kalbinin erkeği ile evlenebilir.




Bir adam bir kadın alır da bu kadın ona bir kadın hizmetçi verirse ve çocuklarına bakarsa; ancak, buna rağmen adam başka bir kadın almak isterse ona izin verilmez; bu adam ikinci bir kadın alamaz.


Bir adam bir çocuğu evlatlık alır ve oğlu olarak ona ismini verirse ve onu besleyip büyütürse, büyümüş bu çocuk bir daha geri istenemez.





Hammurabi Kanunlarının Özellikleri :

1. Sümer kanunlarına göre biraz daha serttir. Ancak toplumun bütün kesimlerinin hakları teminat altına alınmıştır. (Medeni, ceza, ticaret, miras)Bu kanunlar Sami geleneklerinden ve Urukagine kanunlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.)
2. Hammurabi yaptığı kanunlarla ”Tanrı Kral” yerine ”Hayırsever Kral” kavramını getirdi.(Adaletin Çobanı ,Kavimler Çobanı) 
3. Hukuk devleti anlayışını ilk defa tarihe getirmişlerdir.




kısasa kısas ilkesini uygulayan hammurabiyi severim ben,ilkokuldayken türkçe dersinde herkes bir konuyla ilgili araştırma yapıp konuyu anlatacaktı sınıfta hayvanlar alemi popüler konuydu yaklaşık 20 kişi falan anlatmıştı o konuyu basit ve alışılmış nasıl olsa ama ben öyle yapar mıyım açtım evde ansiklopedi,dergi ne varsa hammurabiyi buldum sonra,anlattım sınıfta bir güzel ,başarılı bir öğrenciydim ama böyle bir konuyu öğretmenimiz bile beklemiyormuş pür dikkat beni dinledi sınıftan çıt çıkarttırmadı tabi sınıf çekemedi bu durumu adım bir süreliğine hammurabiye çıktı,yılın sonlarına yakındı neyse ki herkes unuttu benim hammurabi vakasını normal hayata devam ettik sonra irolinn

23 Haziran 2012 Cumartesi

"kanat güner"

Hey millet,ben ölmeye karar verdim! Niye biliyor musunuz,çünkü yaşım yirmi yediye geldi dayandı,benim gibiler fazla yaşamamalı.Allah korusun ya ölmeye değil de,üremeye karar verseydim! Neyse ki aklım hala başımda,sahneye girmem gereken yeri ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum.Kendinize iyi bakın,kötü alışkanlıklardan uzak durun...
diyordu uyarıyordu uyuşturucu konusunda,ölecekti biliyordu ölürken en azından yaşadıkları bilinsin istedi yaşarken yapamadığını ölürken yapmak istedi,birileri sesini duysun,uyuşturucu kullananlara sadece serseri gözüyle bakılmasın kurtarmak ve topluma kazandırmak için çalışmalar yapılsın istedi,ve alt kültür edebiyatı olarak kabul edilen alanda "eroin güncesi" adlı kitabını yazdı.


mor ve ötesinin solisti harun tekin canlı yayında reha muhtarın proğramına katılan kanat ı izledikten sonra o kadar etkilenmişti ki ona bir şarkı yazar "canlı yayın" şarkının adı,kitabın başında harun tekin ile yapılan bir röportaj var harun tekin kanat hakkındaki düşüncelerini anlatıyor..




kitabı yayınlandıktan 13 ay sonra beyoğlundaki bir sinemanın tuvaletinde hayata veda etti..






























"Elimde enjektör, öylece kalakaldım. Çok klasikti, ama ben de arkamda bir şeyler bırakmalıydım. En azından ölümü tercih ettiğimi bilmeliler, diye düşündüm."


"Aslında hiç kimseye hiç bir şey borçlu değilim; alışverişi keseli çok oldu. Amason kez bir iletişim denemesi yapabilirim. Uzaya gönderilen, hedefi yüz yıllarca ışık yılı uzakta olan sinyaller gibi."



Sigaraya 15 yaşında başladım. İçkiyle tanışmam çok çok önce olmuştu, babam sağolsun! "İstanbul'a git" dediği için de, "bak burası Taksim, şurası Kadıköy, burda karşıya geçmek için arabaların durmasını bekleme; sen geç onlar dururlar" deyip bırakıp gittiği için de sağolsun.
"17 yaşındaydım, İstanbul'da yapayalnızdım.
NİHAYET ÖZGÜRDÜM! Fakülteye başlar başlamaz tokat, tokat, tokat…"

"Ya Allah yoksa?
Devlet, hükümet olmasa?
Para?
Bütün yaşayacağım bu dünyada olacaksa?
Karşı olma hakkım varsa?
Ya ben beni yönetenlerden daha zekiysem?
Niye bazı şeylere anlamasam da uymak zorundayım?
Şu kocaman dünyada bana niye bu kadar küçük bir rol verilmiş?
Ya seks?"

yazdıklarından sadece bir kaçını paylaşmak istedim sizlerle herkesin okuması gereken bir kitap bence ben bşladım ve tek solukta bitirdim,birisinin 10 yıl içerisinde ölüme adım adım yaklaşmasına tanık oluyorsunuz..

söylemeden edemeyeceğim,kanat reha muhtarın haber proğramına çıktığında ben ilk okula yeni başlamıştım ve hatırlamıyorum bugün paylaşımı yapacağım diye söyleşiyi arayayım dedim o kadar uğraşmama rağmen mor ve ötesinin kanat hakkında yaptığı şarkıdan öteye geçememem ne acı..

kanat ında dediği gibi "Evet, artık bitti, perde! irolin



21 Haziran 2012 Perşembe

öğrenci evi icatları

dondurgaçlı üfürgeç











sıcak suya ulaşmak artık çok kolay












öğrenci evi icatları part1,malumunuz öğrenci evleri en çok eğlenilen ve aynı zamanda en çok rezil hayat yaşanılan yerdir,ellerine geçen parayı ev gereksinimleri hariç heryere harcayan gençler ihtiyaçlarını karşılamak için bir çok zaman icat çıkarma yoluna başvururlar. irolin

12 Haziran 2012 Salı

THE RİVER



Evet ne yazsam ne yazsam diye ekran başında düşünürken neden geçen başladığım diziyi yazmıyorum dedim.Bi kaç gün önce The River diye bir diziye başladım.Henüz 1 sezonu yayınlanmış olan dizi 8 bölümden oluştuğu için bir günde bir sezonu bitirdim.Bi garip hissettim.Yani şöyleki insan üst üste izleyince gerçek dünyadan biraz soyutlanmış ve kendini tamamen o dizinin dünyasında yaşıyomuşçasına hissedebiliyo.Bi göz yorgunluğu ve ruh yorgunluğu ile birlikte günü öyle bitirdim.Her neyse diziye geçelim konu itibariyle dizi
belgesel havasında.ünlü bir keşifçi amazonlarda belgesel yapmaya gidiyor tv ekibiyle.22 yıldır program yapıyor.Ve sonra bir gün puff adam kayboluyor.Haber alınamıyor ımm ismi Dr.Emmet Cole adamın.Baya baya böyle bitkiler,hayvanlarla birlikte özleşmiş artık o doğanın adamı olmuş çıkmış.Emmet kaybolduktan 6 ay geçtikten sonra bir sinyal alıyorlar ve ailecek amazona adamı aramaya gidiyorlar.Ve Emmet'in kayboluş sebebi ve ne peşinde olduğuna dair cevaplar aramaya yola çıkıyorlar.Başlarına geleceklerden habersiz olan ailenin hikayesi böyle başlıyor.Yolculuğa kanal ile birlikte çıkıyorlarr ve sonrasını hatırlamıyorum bir çırpıda izledim.


Aslında kalite bakımından baktığımda çok iyi olduğunu söyleyemem.
Ama konu yönünden gerçekten sarıyor.Ayrıca paranormal activity'nin yapımcılarından çıkan bir dizi.Ve yine onda olduğu gibi amatör kamera ile çekilmiş.Ki bence bu daha gerilimli yapıyor diziyi.Dizide doğa üstü olaylar var. Bilmiyorum ben etkilendim.tavsiye ederim herkesin seveceği bi tarz değil ama ben sevdim umarım sizde seversinizz ;)


selly

11 Haziran 2012 Pazartesi

39.Altın Kelebek Ödülleri



Altın Kelebek Ödülleri için Sarp Apak,Öner Erkan,İrem Sak  'kelebek imalatçıları' tanıtım filmi konseptiyle ekran başına geçtiler.Ve bu gece yayınlanan ödül töreninde de sahne alıp sunuculuk yaptılar.3'üde heyecanlıydı.En çok göze batan Sarp oldu eli ayağı birbirine dolaşmak diye bir deyim vardır ya aynen öyle oldu ne söyleyeceğini bilemedi bocaladı yinede sempatikliğiyle durumu kurtardı :) Olsun zamanla bunlarıda aşacaklardırr heyecan normal..

Ödülleri kimlerin aldığına gelirsek;

*En iyi kadın sunucu: Esra Erol
Bu kadına bi ben mi ısınamadım yahuu :s

*En iyi erkek sunucu:Acun Ilıcalı
adam bir yılda bilmem kaç yarışma yaptı,yoruldu,iyi işler çıkardı

*Yılın şarkısı:Yakar Geçerim :)

*En iyi senaryo yazarı: Gülse Birsel
bu kadın bu işi biliyoo hacı kıvrak zeka var ayrıca hoş kadın

*En iyi erkek oyuncu: Kıvanç Tatlıtuğ
şaşmadım pek . adam yakışıklı ee kuzey güney'de tuttu normal yani ;)

*En iyi kadın oyuncu:Meryem Uzerli (hürrem)
çok tatlı kadın lan.tam konuşamayıp saçmalasa bile çok tatlı

Diğer ödül alan kişiler:
En İyi Erkek Haber Spikeri: Mehmet Ali Birand

En İyi Komedi Dizisi: Yalan Dünya
En İyi Kadın Komedi Oyuncusu: Gupse Özay
En İyi Erkek Komedi Oyuncusu: Bartu Küçükçağlayan
En İyi Fantezi Müzik Erkek Solisti: İbrahim Tatlıses
Turkcell En İyi Müzik Grubu: Kolpa
Turkcell En İyi Erkek Sanatçı: Halil Sezai
Turkcell En İyi Kadın Sanatçı: Göksel
En İyi Türk Sanat Müziği Kadın Solisti: Sertab Erener 
En İyi Türk Sanat Müziği Erkek Solisti: Ahmet Özhan
En İyi Türk Pop Müziği Erkek Solisti: Murat Boz
En İyi Güncel Kültür Sanat Programı: Şeffaf Oda
En İyi Çıkış Yapan Solist: Gökçe ve Halil Sezai
En İyi Yarışma Programı Ödülü: Kim Milyoner Olmak İster
En İyi Magazin Programı: Pazar Sürprizi
En İyi Müzik Grubu: Model
En İyi Klip: Sezen Aksu - Vay / Sevil Kaynak Sinan Tuncay
En İyi Spor Programı: Yüzde Yüz Futbol
En İyi Dizi Yönetmeni: Suskunlar - Çağatay Tosun
En İyi Dizi Müziği: Adını Feriha Koydum - Nail Yurtsever

Son olarak yorumlarsam ödül alanların genelinin evet kesinlikle hakettiğini düşünüyorum.Layığını bulmuş.Hepsini tebrik ederim, emeklerine sağlık.. selly



5 Haziran 2012 Salı

benzerlik

son hava bükücü çizgi filmindeki prens zukonun dayısı ile ali taran arasındaki benzerlik ali taran ı ilk gördüğüm andan bu yana dikkatimi çekmiştir.Biraz benzetmede problem yaşıyorum insanları ancak bence bu sefer gerçekten benziyorlar yorum sizin.irolin


1 Haziran 2012 Cuma

death note

death note;çok sevdiğim bir dostumun önerisiyle izlemeye başladığım animedir,ilk izlediğim anime death note  ve iyiki onunla başlamışım diyorum.Zeki insanların savaşına şahit olacağınız bu anime de death note denen bir defter var ve deftere adı yazılan herkes ölüyor,isimleri yazan kişi isterse nasıl öleceğini belirleyebiliyor.

bu animede iki temel karakter var L ve kira,kira death note a sahip ve kendisini kötüleri kendi yargılamasıyla cezalandırarak dünyayı kötülükten arındırmaya adıyor ve L de onu yakalakla görevli.İkiside çok zeki olan bu iki gencin yaptığı müthiş planlar ve oyunları keyifle izleyeceğinizi düşünüyorum.

favorim "kira" irolin















Cesaretin var mı Aşka? / Jeux D'enfants


Annesi kanser ve ölmek üzere olan Julien ve göçmenliğin zorluğu ile başa çıkmaya çalışan Sophie arasında özel bir bağ vardır. Bu bağ oynadıkları cesaret oyunu sayesinde güçlenmektedir. Oyun icabı her biri sırasıyla, diğerine cesaret gerektiren, sınava sütyenle gitmek, okulun en sert çocuğunu tokatlamak gibi, zorlu görevler vermektedir. Zamanla hayatın zorlukları da bu oyunun bir parçası haline gelmektedir. Bu oyun iki arkadaş arasında büyük bir aşkı alevlendirirken aynı şekilde birbirlerine kavuşmalarınada engel olmaktadır.
Esas kız ve esas oğlanı oynayan oyuncular; Marion Cotillard (Sophie), Guillaume Canet (Julien)








Farklı bir konusu olan fransız yapımı film.Hoşuma giden romantik komedilerden birisidir.
İki çocuğun arasındaki bağdan bahsediyor ve oynadıkları oyundan.Bu öyle bi oyun ki büyüdükleri halde devam ettiriyorlar ve tabi bu oyunun bazı sonuçları var.Müzikler hoş,oyuncular hoş,masal tadında bir hikaye e daha ne olsun izleyinn mutlakaa :) selly